SURRE ALAYLARI
Surre "para kesesi" demektir. Hac münâsebetiyle Mekke ve Medine'ye yollanan hediyeleri ifade için kullanılan bir tâbirdir. Haremeyn'e ilk kez Abbâsî halifelerinden el-Muktedir Billah zamanında gönderilmiştir. Fâtimîler ve Memlûklar da bu âdete uymuşlardır.
Surre Alayları Osmanlı'da ne zaman başladı?
Osmanlılarda, Haremeyn'e surre, Pâdişah Yıldırım Bâyezid ile başladı. Yavuz Sultan Selim'e gelinceye kadar gönderilen surre'ler, fasılâlarla gönderildi. Yavuz Sultan Selim'den sonra, her sene düzenli olarak gönderildi. Osmanlı Devleti, an'âneye ve eldeki vakıflara uymak sûretiyle her sene darlık içinde bile olsa, surre'yi muntazam olarak göndermiştir. Şerif Hüseyin'in 1916 senesinde ki isyânına kadar devam etmiştir.Nasıl hazırlanırdı?
Surre alayını dârüssaâde ağası hazırlardı. Surre-i Hümâyûn'un Topkapı Sarayı'ndan çıkması âdetti. Merasimde bulunması icap edenlere bir gün önceden darüssaâde ağası ve kethüdâ bey tarafından tezkireler yazılırdı. Surre'nin Üsküdar'a geçmesi için Kireç Kapısı İskelesi'nde bir çektiri seher vakti hazır bulundurulurdu. Dîvân-ı Hümâyûn ve gerekli yerlere halılar, perdeler döşenir, çadırlar kurulurdu. Davetliler dârüssaâde odasında beklerler, ağa gelince Mekke şerifine gönderilmesi âdet olan nâme-i hümâyûn sadrazam huzurunda mühürlenirdi. Surre-i Hümâyûn defterleri incelenip haremeyn müfettişi mühürledikten sonra defterdar işaretini koyar, nâmenin üst yanına tuğrâî efendi, padişahın tuğrasını çekerdi. Bu arada yemek yenir, Padişah yemekten sonra Dîvân'a gider, davetliler tarafından karşılanırdı. Burada meşin keseler ve Surre-i Hümâyûn defterleri ve Mekke emîrine yazılan nâme-i hümâyûn Padişahın önünde kızlarağası tarafından surre eminine verilirdi. Bu sırada hil'atler giydirilirdi. Kur'an okunurken (surreyi taşıyan) mahmel devesi, ahır kethüdâsı, yedek deve de sekbanbaşı tarafından Kubbe-i Hümâyûn'un önünde gezdirilirdi. Sonra mahmel-i şerîf develeri sırayla Bâb-ı Hümâyûn'dan çıkar, Alay Köşkü önünden Hocapaşa ve Bahçekapısı yoluyla Kireç İskelesi'ne inerdi. Yol boyunca toplanan halkın duâları arasında ve Kireç İskelesi'nde yeniden tekbir ve duâlar edilerek Üsküdar'a geçilir, oradan Selâmî Çeşme'de (Ayrılık Çeşmesi) yine tekbir ve duâlarla Hicâz'a selâmetlenirdi.Surre-i Hümâyûn'un emniyet içinde mahalline ulaştırılması, surre emînînin vazîfesidir. Surre emânetini Haremeyn'de Mekke Emîri'ne teslim eder ve hac farîzasını da îfâ ettikten sonra geri dönerdi.
Yeni yazılar e-postana gelsin